Bulaşıcıdır. İnattır. Gıcıktır. Uydurukçudur. Delidir. Fecenayip şahsına münhasırdır.
Okur! Yandığının resmidir. Gel, yol yakınken okurluk durumundan istifa et.
Ortamların birinciye gelen sayfasını canlandırdık, e hadi yaz dediler; davete icabet etmemek olmazdı. Kıramadık, dökülelim dedik.
Havadan sudan roman ya da doksan sayfalık film senaryosu çıkarabilen yegane canlıya yazar denir. Dolayısıyla, Mart ortasında memleketim İstanbul’a kışın gelesi tuttu diye başlayalım. Rötarıyla meşhur ve fekat burnundan kıl aldırmayan hava yolu taşımacılığına öykünen ve anca gönlü olan kış ayları, yurdum kedilerine ve delikanlılarına ters köşe yaparak ‘bundan sonra böyle arkadaş, şikayeti olan özmelmeketine dönsün, yirmi milyon sıkış tepişi son bulsun’ demeye getirdi.
Tahmin ettiğiniz üzere havanın hal ve dilinden aslen fevkalade anlarım. Nerede bir futbol maçı, maraton, olimpiyat, feleğin kör çıkmazı olayı düzenlenecekse önce bana gelirler, sonra sponsorlara giderler. Şahsıma başvuruda bulunulmayan durumlar için bkz gassaray stadındaki cörk cörk çasu (çamur ve su karışımı) efektli top koşturmaları.
Açmaya göynü olmadığını alenen beyan eden ve kadınlar gününe denk gelen bu güzel yağmurlu, karanlık ve manidar Mart gününde hazır belim bıkınım da dutuk iken dizimi kırıp (bel gibi, ayniyle hakkını vererek) evceğizimde oturdum ve aile albümlerine demir attım.
İnsan, kendindeki muhteşem değişimi gördükçe manen huzur ile doluyor. Ne yalan söyleyeyim, fotoğrafların tamamına yakınında bu hissiyata mazhar oldum.
Akşamdan ıslamışsın misali nohut kadar bir kafa; kafanın ortasında, nerdeyse ergenliğe kadar olan her karede, park edecek yer bulamamış da mecburi el frenini çekmiş puset UFO taklidi yapan bir emzik. Beterin beteri emziksiz fotoğraflarda, artık o yaşın modasına göre mevcut olabilen tüm dişler tekmili birden sergi yerinde. Anlayacağınız güleç klasmanında mahallenin delisi ile bir başbaşalık söz konusu. Tumturaklı hazırlıkların yapılıp kuş sütünün eksik olduğu sofra fotoğraflarında ise olay kahkahaya intikal etmiş. Her sofra krizinin, cezai durumun ağırlığına göre, hafif bir cimcirik ya da uzak menzilli terlik olayı ile nihayete erdiği güzel günler…
Bizim kuşağın ortak özelliğidir. Apartmanlara tıkılıp kalmaktan sokakta her Günaydın dediğimizi arkadaş sanırız. Benimki belli daha bebeklikten o hesap. On aylıkken yürüme olayı çözüldükte ben özgürüm başımı her fırsatta alıp gitmeler ve bu özgürlük mücadelemde ilk karşıma çıkan canlı ile dostane bir muhabbet, bir arkadaş canlılığı: Lafebesi ve kokoreççi. Lafebesi ve tırtıl. Lafebesi ve ağaç vs. Peşimde babam, sayemde sonsuz bir fotoğraf koleksiyonuna imza atmakta… Hayırlı evlat..
Bir diğer fotoğraf temamız ise aile büyükleri ile gerçekleştirilen biteviye eğlenceler. Seksen yaşındaki aile büyüklerinin saçlarını zamanın reggae sanatçılarına özenerek ince ince örmek; tırnaklarına üç çizgi halinde renkli ojeler konumlandırmak; ilkokul iki el işi dersi maskesi ile babannee, kaşını kaldırmaa, düşyoo şeklinde ilk plastik cerrahi denemeleri bu temanın bir kısmını oluşturmakta..
Bir de her ailede meşhur bir de benle ve bir de sen ortaya geç pozları var ki kendileri fotoğraf tarihinin iz bırakan kompozisyon denemeleridir. Bunları da aynı fona kendinden fotoşaplı ardışık kombinasyon-permütasyon çalışmaları şeklinde özetlemek mümkün.
Aman pek iyi, pek şahane oldu, hafta sonum neşe doldu. İyi ki her yerimi kırdım, büktüm, döktüm de evde yapılabilecek birbirinden gereksiz şeyler keşfine çıktım. Dilerim duyma ama eğer bir gün ihtiyaç duyarsan, bu keşiflerden biri işbu oturduğun yerden bakmak suretiynen yapılan ve tam zamanlı mesai gerektiren album bana, ben albüme bakar aktivitesidir.
Fotoğraf ilişkili aile geleneğimizi teknik ve kompozisyon anlamında bir süre sürdürmeye çalışmış zat olarak bayrağı benden sonraki nesle devretmenin huzuru içindeyim. Bir taraftan da odalar arasında dolaşmanın dahi azap olduğu tarifsiz duygular içindeyim.
Yerimiz dar, ruhumuz sıkıntılı olduğuçün fotoğrafları göremeyeceksin sevgili Okur. Bu da senin hayal gücünü geliştirmene katkıda bulunacak, gün gelecek bana teşekkür edeceksin.
Bu vesileyle, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu mutlu olsun. Kadın o kadar güzel bir varlık ki yaşatmaya kıyamıyoruz gibi bir his içerisindeyim aynı zamanda, niyeyse…