Tag: Babamın 14 Mart Mesajı

  • Babamın 14 Mart Mesajı

    Hayalleri ilk gençlik, orta gençlik, ortadan sol şeride ne vakit geçtiğini anlayamadığımız gençlik gibi dönemlere ayıracak olursak benim orta gençlik dönemi rüyalarımı Ankara’da,  Müşerref Hekimoğlu’nun ajansında yazar olmak süslerdi.. Gözlerimi yumar, evrene göndereceğim mesaj zarfına buz ayazında kaşkoluna sarınmış, kulağında müziği ile zıplaya zıplaya yürüyen bir kız çocuğu koyardım.

    Masam ahşaptan, kupam camdan, kalemim candan tıngırdardı… Sanat yazıları yazacağım  masamda, galasına güya beraber davet edileceğimiz filme Sungu Çapan mı daha okkalı değinmiş ben mi güzideliğinde kıyaslamalar yapmayı hayal eder, aynı masada Hititlerden Friglere uzanan hafta sonu trekking rotamı çizmeyi de ihmal etmezdim..

    Hayat tek işle geçmeyeceği için sanatsal içerikli birkaç tv programına metin yazarı olma ve hafta sonları küçük bir kafede şarkı söyleme ilavesi de zarfın p.s.i arasındaydı. Yani ek iş hayalim bile tamdı!

    Laf aramızda evrenle aramı iyi tutmak, mümkünse önden accık bonus toplamak için gerçek hayatta da galadan galaya koşturmaktaydım. Yer aldığım birkaç yazılı sohbetli projecik dahi vardı. Hatta ajansın kapısından  nerdeyse adımımı atmışken (hahah, bir punduna getirip kapıdan girmişliğim vardı), yüzüklerim ve uçuşan fularlarım dolapta beklerken paçoz evren babamın mesajını kabul etti.

    O an içimdeki sanat ve sanatçı dostu Kral Midas şapkasını düşürdü, Friglerin üstüne yıldırımlar yağdı… Elimde ‘’Başvurunuz için teşekkür ederiz. Başvuranlar arasında sizden daha deneyimli bir adayı, babanızı ilgili pozisyon için uygun gördük’’ reddiyle tıp fakültesini bitirme mecburi istikameti doğrultusunda evrene saydıra saydıra ilerlemek zorunda kaldım..

    Gözlerim son ana kadar mezuniyetten önceki son çıkışı aradı. Yolun sakin olduğu bir ara direksiyonu kırıp viraj atlamaya bile çalıştım… Nafile!.. Evren beni her seferinde babamın kapı gibi zottiriguppak kabul yazısıyla karşılıyordu…

    Nihayetinde tıbbı bitirdim bitirmesine ve fekat tıbbı bitirmem bence tıbba da hakaret oldu… Ayıbın daha büyüğü de tıp alimlerine filan oldu.. Şayet tıbbın başına gelen bu felaketten haberdar olsalar evrenle diplomatik pazarlığa gireceklerine kalıbımı basarım. Ama toyluk işte… Mesaja gıybet ve hile sokuşturmayı akıl edemedim. Ah-ha, zaten yapsam babam kesinkes yargıya başvurur, ben de gıybetten hapse giren ilk insan ünvanını kapardım!

    O dönem, evrenin fokurdama derecesi kaç idiyse artık iletilen mesajları epey bir çorba yapmış diye düşünüyorum. Mesela, evlenip çekyatlı, mandallı, ütülü bir yuva kurmayı; akşamları kapuskanın, salatanın, keşkülün dibine vurmayı hayal eden bir arkadaşım bu beterlerden beter beğen gençlik karmaşasında evren yerine konservatuvara başvuruda bulunduğu için tiyatro oyuncusu oldu. Halen sabah akşam turne geziyor. 43 yaşında, bekar..

    Diyeceksiniz ki kendi hatası, konservatuvarda ne işi varmış. Hemen ön yargılamayınız. Normal lise mezunu olduğu şüpheli şahıslardan pür-i pak dünya reisleri yaratan bu mesaj özürlü canavar isteseydi benim arkadaşımı da kireç sökücülü, rendeli, rondolu bir ev hanımı yapabilirdi pekala!..

    Şahsım adına bir 14 Mart’da daha evrene özenle bilendiğimi söyleyebilirim.. Saçlarından tutup (ki bence saçaklı bir şey) yerden yere çalacağım günü iple çekiyorum…

    Son söz olarak; eyy evrenus manyakus! Gençlik hayallerimin hepsini veto ettin. Hep babama çalıştın. Hala yıkılmıyorsam, şunu bil ki artık yıkılacak yanım kalmadığındandır. Bir de boyum kısa ondan olabilir. Gençlik sona erdi. Orta yaşımda kork benden😊