Bulaşıcıdır. İnattır. Gıcıktır. Uydurukçudur. Delidir. Fecenayip şahsına münhasırdır.
Okur! Yandığının resmidir. Gel, yol yakınken okurluk durumundan istifa et.
Sevgili sevgilisizler,
Huysuzluk edip kaçırdınız tabi sevgiliyi; sonra tutturdunuz yazı da yazı. Ama bak, bir okumayın, başınızdan aşağı geçecek o yazı!…
Ben size demedim mi ‘sevgili bu, nimet sayılır, zart zurt küsmeyiniz, sorumlulukla tüketiniz’ diye… Rahmetli dedeciğime desem, şuraya da yazıyorum ki, Beethoven kulakları ile dinler, babaannemle onbeşinci baharlarını yaşarlardı. Dilimde tüy bitti, mısır tarlasına döndü; tek size laf anlatabileydim.
– Lafebesi ya canım çok sıkkın, biz kılımcanla kapıştık.
– Niye kapıştınız dürtengül, evinize dış mihraklar mı musallat oldu?
– Yok, şimdi geçen ben buna fasbükten dürtük attım, yanıt vermedi. Çok kırıldımdı…
Canımdan çok sevip anlamak için varımı yoğumu harcadığım arkadaşlarım, bazen bana sohbete geldiğinizde yanımda oturmanıza ve size defalarca laf atmama rağmen o boncuk gözlerinizi telefondan ayırmadan transa geçiyor ve beni iplemiyorsunuz ya, kaç yıllık dostluğumuza rağmen ben size küsüyo muyum? Hayır ya da küsmem gerekir de bilmiyor muyum? Çünkü iki insan arasındaki ilişki tarazlarını törpüleyebiliyorum ama iki insan ve bir fasbük arasındaki ilişkiyi ne yazık ki henüz çözebilmiş değilim.
Bir de kuşla sosyalleşme olayınız var ki onun en hastasıyım.
– Lafebesi, var ya, geçen patronum diye tanıştırdığı adamın takipçisi olmuş.
– Pardon manyakcanım, niye takip ediyomuş adamı, paranoya mı yapmış kendine boş zaman hobisi olarak?
– Yok be ebecim, kuşlu sosyal medyada şettiriyo gördüm. Hatta bir civikini faflamış filan. Onu mu keseyim, adamı mı kararsızım.
– Haa, bence senin durum vahim kılımcan. Sana günde üçer kez yarımşar saatten asosyalleşme ödevi veriyorum. Bu sürede tüm digital vayrlı vayrsız bağlantılarından arınıyor ve en yakınındaki insanla yarım saat havadan sudan sohbet ediyorsun.
Bu ikisinden daha geç ‘live‘ olan resimci medya ise, hayatın her saniyesinde estetik kaygılar taşıyan beni, ilk başlarda artistik anlamda hayli umutlandırmıştı. Gel gör ki hayatımı çeksem albüm olur abü mantığına döndükte ve yurdum gencinde ‘Kim lan foturafta o arkandan bakan lavuk?’ konulu münakaşalara neden oldukta kendisinden biraz soğudum. Wedding ve Babyshower‘ların unutulmaz sosyal kamberi olarak anılmak istemediğimden fotoğraf sanatı ile arama bir mesafe koydum.
Yanlış anlamayın. Kararında kullanılan her tür dijital platformun en dibine kadar savunucusuyum, Bunca lafın ebesinin özü ve aklımın kıvrımlarında tek oturmayan ‘bütün huysuzlar toplaştık ve sevgililer günü kurbanları olduk’ mesajlarımızı bile birbirimize acıklı sosyal ortamlardan atıyor olmamız…
Neyse ki şimdi mobil medyama düşen bir mesaj hepimizi kurtaracak! Hadi yine iyiyiz sosyal gençler, belediye bize sevgililer günü etkinliği düzenledi. Kısaca sevgilim yok diye üzülme, belediye sana ziyadesiyle bakacak gibi görünüyor.
Leave a Reply