Bulaşıcıdır. İnattır. Gıcıktır. Uydurukçudur. Delidir. Fecenayip şahsına münhasırdır.
Okur! Yandığının resmidir. Gel, yol yakınken okurluk durumundan istifa et.
Bir bir nisan daha geçti. Neyse ki etrafımda şaka yapacak kimse bırakmadığımdan kimse zatımın ulu âlisine münasebetsiz şakalar yapamadı.
Çatlasalar da patlasalar da yaptırmadım kimseye şaka maka. Hiç sevmem zaten öyle illümünütü işi şeyler. Şakayla kakayla uğraşacağına git bi avemede gez. Açılır ferahlarsın. Fena mı olur? Dur sen yanıt verme, sıradaki yanıtı ben senin yerine veririm: – “Olmaz.”
Bak her türlü hizmeti sunuyorum sana. Cumartesi demiyorum Pazar demiyorum hep senin için çalllışıyorum. Tamam, bu yazıyı belki Pazartesi yazıyor olabilirim. Ama Pazar günü hep seni düşündüm. Fazla mesai bile istemeden üstelik.
Tabii bunu anlayacak insan evladı nerdeee?.. Çünkü bi de nammmkörsün, bi de incir ağacı dikicisiiin! Aman geç kaldın! Hadi, koş hemen bir ankete katıl. Kişi başına düşen mutsuzluk sıralamasında birinci ol.
Mutsuzluk dedim de, dediğim gibi etrafımda beni içten seven hiç kimse yok. Üniversitede fahri doktoramı yaparken falan da böyleydi. Hep kıskanırlardı beni. Odamın duvarındaki nazar boncukları çatlar, pul pul dökülürdü. O yüzden o günlerden bi’ dene bile arkadaşım yok inan. Ay bi’ dur yaa, duygulandım. Föhürşşşk föhürşşk diye ağlıcam şimdi…
Neyse kader utansın. Zaten kadın adam duygulanabilir. Haa kadın adamı mı merak ettin şimdi de? Kadın dediğin de adamdır. Kadın diye bir şey yoktur ki. Yani bilimsel olarak mecburiyetten kadın adam demekteyim kendime. İşte bunlar hep bilim hep özgürlük.
Ayriyetten, bir kadın adam olarak nerede duracağımı, büyüklerime saygıyı .ok iyi bilirim. Klavyenin . tuşunda bir dandiklik var. Bazen basmıyor. Takılma!..
Ne diyordum? Saygı. Evet, bizler saygıyı büyüklerimizden öğrendik. Sizler gibi (yani benim dışımdaki herkes) atalarımızı inkar etmedik. Bir gün bile demedim ki benim atam bir plankton. Yeri geldi, kitaplarda üstünü çizdim. Yerine hala yer yer görüldüğü söylenen bin beş yüz yaşındaki evliya atalarımı, her illete derman tükrük hokkalarını, gün gelir bunları kabul etmezsen diye de yer misin yemez misin en kabasından kuvvetimi koydum.
Sen mutlu ol yeter!
Ordan bakınca beni kinbaz, cahil, yalancı olmakla itham ettiğini duyuyor gibiyim. Ama duymuyor da olabilirim! Kaldı ki kim akıllı kim uslu belli değil. O yüzden tek akıllı benim. Benim sana iki nisan şakam da bu. Çünkü şaka yapılacaksa ben yaparım. Ve ne zaman yapılacağına ben karar veririm. Sakın bi daa bana bir nisan bir insanlarla gelme! Ekikih, bak bu da bi’ şaka!..
Neyse okur. İşte senin için bu denli çok çalışıyor, yazıyor da yazıyorum. Aramızda denli bir ilişki var da diyebiliriz. Çünkü ben edepli ve denli bir insanım. Benim de senin gibi umrumda olmayan her şey umrumda aslında. Umrumun ince gülü. Hahah, işte yine şaka yaptım! Gülme!! Keserim şakanı!!! Takvimden bir nisanı kaldırırım. Bu gördüğün son bir nisan olur. İstesem nisan ayını toptan kaldırırım. Çok güzel bir insanım çünkü. Kendime bayılıyorum resmen. Keşke herkes benim kadar kendime bayılsa. Ama bayılacak!! O da olacak. Ehüeheböhöh, amaaan şakacıktan canım. Çok seviyom seni. Ölümü gör, sen de beni sev, bari bu aralar!..
Leave a Reply