Bulaşıcıdır. İnattır. Gıcıktır. Uydurukçudur. Delidir. Fecenayip şahsına münhasırdır.
Okur! Yandığının resmidir. Gel, yol yakınken okurluk durumundan istifa et.
Neymiş efendim, niye habire deneme yazıyormuşum? Sudan hafif bir blog’da roman yazan ilk insan olmak istemediğim için olabilir mi?..
Yani bunlara deneme diyebilir miyiz o da meçhul aslında.. Daha çok “deneyememe”, “acaba denedim mi lan ciddenleme” gibi isimler daha uygun olabilir. Aman neyse ne. Gerçekten beni şaşırtıyorsun okur.. Nadir de olsa bir şeylere hala şaşırabildiğini görmek bakımından takdire şayansın tabii.
Niye yazıyorum? Ne bileyim ben… Sanki sen her boku çok bilerek yapıyorsun da.. Herkes her zaman her şeyi bir şey için yapmaz. Bazen böyle boktan cümleler kurabilmeyi ister. Daha boktanını kurabilen varsa buyursun kursun. İtirazımız olmaz. Engellemeyis. Döümeyis. Tükürmeyis. Hatta tekmelemeyis… Ama okumama hakkımızı kullanabiliriz.. bazen bir şeyi görmemek görmekten daha iyidir..
Duymamak da duymaktan daha iyi olabilir. Ama duyuyorum… Öyleyse babam var! Çünkü içeriden ‘’yuuuh!! tüüüü!!!’’ sesleri geliyor. Bir an Fenerbaaze stadını kentsel dönüşemeyişimle bizim eve taşıdılar sanıyorum… Babam, koca stadı coşturan amigo edasıyla televizyondaki haber spikeri ile kavga ediyor. Babamı dinliyorum, gözlerim kapalı..
Gerçi spikerin günahını almayayım. Babam, konuya da kızmış olabilir. Her halükarda bacadan düşüp bacağını inciten Noel Baba gibi bir babam var. Hediye çuvalında iyi niyetli, oyuncaklı düşünceler de olsa canı yandığı için onları efendice dağıtmak yerine bağırarak ifade etmeyi tercih eden..
Bütün bunları yazarken bana bir gülüşüm geliyor ey okumaz okur. Okumadığını biliyorum ya, accık ondan.. Eğer okuyaydın yirmi milyonluk şehrin yirmi milyon birincisi olayım diye cıbıldak ayaklarınla koştur koştur gelmezdin diye düşünüyorum. Ya da acübağ kağıt alerjin filan mı var? Dilin felan şişip kurdeşen neyin döküyormuştuysan.. Dediğim gibi, bu benim düşüncem. Ya da, kısaca sana ne?.. Sonuç olarak, sınavlara hazırlık kitapları dışındaki kitap satış oranlarına bakarsak okur kimliğini özenle saklamayı başarıyorsun…
Yaa gördün mü, bak?.. Konuyu nerdeeen nereye taşıdım. Deneyememe böyle bir şey işte. İsmin bir kendini bilmeme, bir tuhaf tuhaf cümleler kurma hali… Bence yine de ismin etliye sütlüye bulaşmayan sade hallerinden yeğdir. Yeğ olan nedir? Delilik, gizli özne.. Hihohhoh, iyice gizledim ki bulamayasın😊 E özneyi açık edersem ciddiye alıp okumazsın. Çünkü sen en akıllısın. Nazar değmesin diye öyle değilmiş gibi yapıyor olabilirsin, o da kimseyi ilgilendirmez.
Geldik hiçbir şey yazmadığım bir yazının daha sonuna. Hadi gel, el sıkışıp gülerek vedalaşalım… Kimbilir ki bir sonraki yazıyı hangi vakitlerde eserikli eserikli yazarım. Haa, kim yazar?.. Birinci tekil şahıs öznesü, gizlü delü!..
Leave a Reply